Son dönemde İsrail’in Gazze’ye başlattığı savaşta binlerce masum sivili katletmesi, dünya genelinde birçok insanın vicdanını derinden sarsmaktadır.
Gazze katliamı, Müslümanların imtihanıdır. İsrail'in zulmüne "Kahrolsun İsrail" demekle bu sorun çözülmez. Sadece kınamakla da işler düzelmez. Müslümanlar artık sorumluluk almalıdır. Urfa tabiriyle "kuru kuruya kurbaniy olum" dememeliyiz. Peki, ne yapmalıyız?
Öncelikle, hiçbir şey yapamıyorsak bile İsrail mallarını almayarak boykot yapabiliriz. Örneğin Coca-Cola içmesek ölmeyiz. Ariel, McDonald's ve benzeri ürünleri satın almayarak en azından Filistin'e yağan bombalarda vebalimiz olmaz. Herkes elinden geleni yapmalıdır, bir şekilde katkı sağlamalıdır. Kimi bedeniyle, kimi parasıyla, kimi de maddi ve manevi olarak destek olabilir.
Bu çaba sadece bugün için değil, ömür boyu devam etmelidir. Ben şahsen ailece İsrail mallarını 25 yıldır boykot ediyorum. En azından Coca-Cola,Ariel ve diğer İsrail ürünleri evimize girmiyor. Sizlere de tavsiye ederim. Bu çok zor değil. Hazreti İbrahim'in ateşe atılmasıyla safını belli eden karınca misali biz Müslümanlar da safımızı belli etmeliyiz.
Müslümanlar olarak, İsrail mallarını boykot etmek ve Gazze'ye destek vermek, insanlık vicdanının gereği olan bir duruştur. Bu boykot, sadece insan hakları ihlallerinin durdurulmasına katkı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda dünya genelinde Filistin halkına yönelik farkındalık oluşturacak bir etkiye sahip olacaktır. Bu süreçte, sosyal medya ve diğer iletişim araçlarından faydalanarak İsrail’in Gazze’de yaptığı katliamı ve zulmü elimizden geldiğince tüm dünyaya duyurmalıyız.Uluslararası kuruluşlara taleplerimizi iletmeliyiz. İsrail'in zalim politikalarına karşı birlik olmak ve adalet için mücadele etmek, Müslüman toplumların sorumluluğudur. Unutmayalım ki, birlikte güçlüyüz ve insanlık adına barış ve adaleti sağlayabilecek gücü elde edebiliriz.